Tahtakurusu paniği Paris’i vurdu; peki ama gerçekte neler oluyor?
Şu anda, Paris de dahil olmak üzere Avrupa’nın ve Dünya’nın büyük şehirlerindeki pek çok insan bariz bir asalak, kan emici tahtakurusu problemi yaşıyor, ancak bu vakalar gerçekten yükselişte olsa da, uzmanlar mevcut paniğin zaman zaman biraz abartılı olduğunu söylüyor.
CDC’nin belirttiği üzere, tahtakuruları (Cimex lectularius ve Cimex hemipterus) aslında yeniden çoğalmaya başladı ve web sitelerinde bulunan açıklamaya göre “tahtakuruların varlığı geleneksel olarak gelişmekte olan ülkelerde bir sorun olarak görülse de, son zamanlarda, özellikle Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Birleşik Krallık ve Avrupa’nın diğer bölgelerinde hızla yayılıyor.”
Fransa’da, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Rönesans partisinin 3 Ekim’de bu “belayla” mücadeleye yönelik bir yasa tasarısını açıklamasıyla birlikte bu konu gündemde önemli bir yere taşındı. Bu raporların çoğu daha sonra kanıtlanamasa da, trenlerde ve sinemalarda tahtakuruları gördüklerini iddia eden insanlar bulunuyor. Sağlık ve Önleme Bakanı Aurélien Rousseau, Fransız radyo istasyonu France Inter ile yaptığı röportajda “yaygın paniğe gerek olmadığını” ve “tahtakuruların istilasına uğranmadığını” söyledi.
Böcek bilimci ve Fransa’nın tahtakuruları konusunda önde gelen uzmanı Jean-Michel Bérenger de, BBC ile yaptığı röportajda “Her yaz sonlarında tahtakurularında büyük bir artış görüyoruz. Bunun nedeni, insanların temmuz ve ağustos ayları boyunca hareket halinde olmaları ve bunları bagajlarıyla taşımaları” dedi ve devam etti: ”Yayılma yeni değil, yıllardır devam ediyor.”
Sosyal medya etkisine de değinen Bérenger’in BBC’ye söylediği üzere “bu yıl yeni bir unsur var; bu da hakim olan genel psikoz. Bu insanların sorunun farkına varmasını sağladığı ve tahtakurularına karşı ne kadar erken harekete geçerseniz o kadar iyi olduğu için bir bakıma iyi bir şey. Ancak sorunun çoğu abartılıyor.”
Paris’i saran tahtakurusu paniği, NBC gibi haber kaynaklarına şöyle yansıdı:
Tahtakurusu Araştırma ve Kontrol Ulusal Enstitüsü (INELP) başkanı Marie Effroy ise, CNN’e yaptığı açıklamada, gerçekten bir sorun olmasına rağmen Fransa’da tahtakurularının sayısının son iki veya üç yıldır arttığını, bu yılın “tüm yılların üzerinde” olduğunu söyledi: “Aynı zamanda insanlar tahtakuruları hakkında duydukları için bir tür paranoya da yaşanıyor. Ayrıca bazen tahtakurusunu gördüğünü düşünen kişilerin aslında yanılabiliyor.”
Tahtakuruları insanlar tarafından bir yerden başka bir yere taşınır ve seyahat sırasında kullanılan bagajlar gibi alanlarda saklanabilir. Covid-19 salgını nedeniyle uygulanan karantina sırasında bir durgunluk yaşandı, ardından son iki yılda turizmin yeniden canlanmasıyla birlikte bir yükseliş yaşanıyor.
Bu artışlar şimdilik bir endişe kaynağı olmasa da, tahtakuruları giderek dayanıklı hale geliyor. 1950’li yıllarda DDT böcek ilacı tarafından yok edildikten sonra DDT’ye dirençli popülasyonlar ortaya çıkmaya başladı. DDT, insanlar üzerindeki zararlı etkileri nedeniyle daha sonra yasaklanırken, modern böcek ilaçlarına bile baktığımızda, Fransız Gıda, Çevre ve Mesleki Sağlık ve Güvenlik Ajansı’ndan (ANSES) Johanna Fite’nin CNN’e belirttiği üzere “giderek daha dirençli tahtakuru popülasyonları gözlemliyoruz, dolayısıyla onlardan kurtulmak için mucizevi bir tedavi yok.”
Daha önce de belirtildiği gibi seyahat, sorunun büyük bir bölümünü oluşturuyor ve sık seyahat edenler ve aynı yaşam alanını paylaşanlar, böceklerin evlerine girmesinde başrol oynuyor. Eşyalarının içinde saklanan tahtakurularını yayan birçok kişi, istenmeyen bir yol arkadaşının olduğunun bile farkında değil.
Temizlik bir faktör olmadığından evinizin, otelinizin veya pansiyonunuzun ne kadar temiz olduğu önemli değil. Ancak sık sık temizlik yapmak, yaratıkları daha erken tespit etmenize yardımcı olabilir. Yatağınızın etrafında dağınıklık olmasından kaçınmak ve evinize girmeden önce eşyalarınızı veya bagajlarınızı sinsi böceklere karşı kontrol etmek de iyi bir fikir olacaktır.
Tahtakurularını arayış sırasında, ısırıklardan veya talihsiz bir tahtakurusunun ezilmesinden kaynaklanan kan lekelerine veya dışkılarından kaynaklanan kahverengi lekelere dikkat edebilirsiniz. Ayrıca döktükleri dış iskeletlerini görebilir ve hafif bir küf kokusu duyabilirsiniz.
Neyse ki tahtakurularının yaydığı bir hastalık bilinmiyor. Bazı kişilerde ısırık izlerinin oluşması 2 hafta kadar sürebilir. Diğer böcek ısırıkları gibi görünürler, genellikle açık tende kırmızı, koyu tende mor renktedirler. Bérenger’in Le Monde’a söylediğine göre bu ısırıklar “bir sırada üç veya dört tane olabilir veya bir arada kümelenebilir.”
Bu ısırıklar çok kaşınabilir ve bazı durumlarda alerjik reaksiyona neden olabilirler. Isırık bölgesinin temiz tutulması ve kaşınmaması tavsiye ediliyor.
Bu böceklerin dayanıklılıklarından ve fark edilmelerinin zor olmasından dolayı, evde kendinizin bir çözüm bulmanız zor. Bunun yerine yerel belediyeniz, ev sahibiniz veya haşere kontrol servisiyle iletişime geçmeniz iyi olacaktır.
Birleşik Krallık Ulusal Sağlık Servisi ayrıca, etkilenen yatak takımlarını ve giysileri 60°C’de yıkamanın ve ardından en az yarım saat boyunca sıcak çamaşır makinesinde kurutmanın yanı sıra bunları plastik bir torbaya koyup dondurucuda 4 güne kadar saklamanın bu durumu iyileştirmeye yardımcı olabileceğini söylüyor…