Özel’den, Can Atalay için verilen ikinci hak ihlali kararı yorumu: Anayasa’yı tanımayan devleti tanımaz, kararı uygulamamak hukuk tanımazlık

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Hacıbektaş’ta, “Anayasa Mahkemesi üyeleri diyorlar ki, ‘Karar ne olursa olsun, mutlaka uygulanmalıdır.’ Buradan sonra bu kararı uygulamamak hukuk tanımazlık, Anayasa tanımazlıktır. Bu kararı uygulamayanlar kendi varlıklarını inkar ediyorlar. Çünkü adı ne olursa olsun Cumhuriyet savcısı, Yargıtay üyesi, Danıştay üyesi, Anayasa Mahkemesi üyesi, milletvekili, bakan, Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı hepimiz yetkilerimizi Anayasa’dan alıyoruz. Anayasa’yı tanımayan devleti tanımaz, devleti tanımayan bu ülkeye en büyük kötülüğü yapar” dedi. “Bizim anlayışımızda muhalefet iktidara karşı yapılır” diyen Özel, “Muhalefete muhalefet yapmayız. Muhalefet partileriyle tartışmayız. Barışın başkentinden bütün muhalefet partilerine, İyi Parti’ye ve İyi Parti’nin üyesi iyi insanlara şunu söylüyorum: Hacıbektaş’tan Türkiye’deki herkese barış ilan ediyoruz” diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Özel, bugün Nevşehir’de Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Hacıbektaş’a gelişinin 104, yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen etkinliğe katıldı. Etkinlik sonrasında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Özel, şöyle konuştu:

“Bu karardan sonra hatada direnmek ülkeyi felakete götürür”

“Dün verilen karar, çok dikkatli okunduğunda şunu fark etmek gerekiyor. Anayasa Mahkemesi’nde karar 3 karşı oya karşı oy çokluğuyla alındığı halde uygulanması için yollanıldığı mahkemeye oy birliğiyle yollanıyor. Yani Anayasa Mahkemesi üyeleri diyorlar ki, ‘Karar ne olursa olsun, mutlaka uygulanmalıdır.’ Buradan sonra bu kararı uygulamamak hukuk tanımazlık, Anayasa tanımazlıktır. Bu kararı uygulamayanlar kendi varlıklarını inkar ediyorlar. Çünkü adı ne olursa olsun Cumhuriyet savcısı, Yargıtay üyesi, Danıştay üyesi, Anayasa Mahkemesi üyesi, milletvekili, bakan, Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı hepimiz yetkilerimizi Anayasadan alıyoruz. Anayasayı tanımayan devleti tanımaz, devleti tanımayan bu ülkeye en büyük kötülüğü yapar. Bu karardan sonra hatada direnmek ülkeyi felakete götürür. Bu konudaki duruşumuz net.

“İstanbul ve Ankara adaylarımızın karşısına koyacak aday bulamıyorlar”

İstanbul ve Ankara adaylarımızı açıkladık. Şimdi Recep Tayyip Erdoğan‘ın onların karşısına bir aday çıkarıp çıkaramayacağını, onun aday arayışını izliyor bütün Türkiye. Karşısına koyacak aday bulamıyorlar. Hiç üzülmesinler, demek ki Türkiye’nin en büyük iki şehri, iktidar partisinin aday bulamayacağı kadar iyi yönetiliyor. Cumhurbaşkanı da bununla gurur duysun. Geçmişte sesleniyordu bize; ‘Ey CHP, adayınız kim?’ diye. Ben seslenmeyeceğim ‘Ey Recep Erdoğan, İstanbul ve Ankara’da adayınız kim?’ diye. Hiç üzülme Recep Tayyip Erdoğan, bu övünülecek bir şey. Karşısına rakip çıkaramayacağın kadar bu şehirleri iyi yönetiyoruz. İyi yönetmeye devam edeceğiz. Sadece İstanbul ve Ankara’yı değil, elimizdeki bütün büyükşehirleri iyi yönetiyoruz. Halkın gönlünde olan bizim de gönlümüzde. 31 Mart’tan sonra bütün Türkiye’ye 5 sene önce baharı getirmiştik, bu sefer yazı getireceğiz.”

“Aydın ve İzmir adayları yılbaşından önce açıklanacak”

“Aydın ve İzmir adayları yılbaşından önce açıklanır mı?” sorusu üzerine ise Özel, “Hemen önce hemen sonra açıklanabilir. Aydın zaten açıklanacak. Benzer kategorideki belediyelerden önce Aydın’ı açıklarsak o belediyelerde ‘Acaba açıklanmayacak mı?’ kaygısı oluşmasın diye belediye başkanımızın da bilgisi ve rızasıyla Aydın’ı beklettik. Başka bir sebebi yok” diye konuştu.

“Bizim anlayışımızda muhalefet iktidara karşı yapılır”

Özel, İyi Parti hakkında ise “Buradan bu sürekli siyasette bir gerilim bekleyenlere ve CHP muhalefetle kavga etsin isteyenlere şunu söyleyeceğim. Bizim anlayışımızda muhalefet iktidara karşı yapılır. Muhalefete muhalefet yapmayız. Muhalefet partileriyle tartışmayız. Barışın başkentinden bütün muhalefet partilerine, İyi Parti’ye ve İyi Parti’nin üyesi iyi insanlara şunu söylüyorum: Hacıbektaş’tan Türkiye’deki herkese barış ilan ediyoruz” ifadelerini kullandı.

AYM’den ikinci hak ihlali kararı: Mahkemeye “Gereğini yapın” denildi

Anayasa Mahkemesi (AYM) Genel Kurulu 21 Aralık’ta, Gezi davasından 18 yıl hapis cezası alan Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında ikinci kez hak ihlali kararı verdi. Yüksek Mahkeme’nin hakkında verdiği ihlal kararına uyulmaması nedeniyle yaptığı ikinci başvuruyu inceleyen AYM, Anayasa’nın 67. maddesinde güvence altına alınan “seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı” ile 19. maddesinde güvence altına alınan “kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı”nın ihlal edildiğine oy çokluğuyla karar verdi. Bu karara İrfan Fidan, Muhterem İnce ve Muammer Topal karşı oy kullandı. AYM, Anayasa’nın 148. maddesinde güvence altına alınan “bireysel başvuru hakkı”nın ihlal edildiğine ise oy birliğiyle karar verdi. 

Hak ihlallerinin ortadan kaldırılması, yeniden yargılanmasına başlanması, infazın durdurulması, tahliyesinin sağlanması ve yeniden yapılacak yargılamada durma kararı verilmesi için kararın İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesine oybirliğiyle karar veren Yüksek Mahkeme, Can Atalay’a da 100 bin lira tazminat ödenmesine de hükmetti.

Can Atalay’ın avukatları Fikret İlkiz ve Deniz Özen ise AYM’nin kısa kararın mahkemeye gönderildiğinin bildirilmesi üzerine harekete geçerek, 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne mahkemeye başvurdu. Avukatlar, AYM kararın göre mahkemenin infazı durdurarak tahliye kararı verilmesini talep etti.

TIKLAYIN – Yargıda kritik yol ayrımı: Can Atalay için nasıl hareket edilecek, bu kez tahliye edilecek mi?

AYM’nin ilk ihlal kararı ve Yagıtay vurgusu

Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, Atalay’ın  “seçilme ve siyasi faaliyette bulunma” hakkı ile “kişi hürriyeti ve güvenliği” haklarının ihlal edildiği sonucuna varmış, ayrıca Atalay’a 50 bin lira manevi tazminat ödenmesine hükmetmişti.

Yüksek Mahkemenin 27 Ekim tarihli gerekçeli kararında Atalay’ın 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi’nde milletvekili seçildiği, yasama dokunulmazlığına sahip olduğu konusunda kuşku bulunmadığı belirtilmişti. Atalay’ın durumunun, Anayasa’nın 83. maddesinin ikinci fıkrasında yer verilen istisna kapsamında olduğu gerekçesiyle yargılanmasına devam edildiği ve tutuklu bulunduğu anımsatılan kararda, Atalay’ın, TBMM’de yemin edemediği ve milletvekilliği görevini fiilen yerine getiremediği aktarılmıştı.

Yargıtay 3. Ceza Dairesinin, Atalay’ın yasama dokunulmazlığından faydalanamayacağı kanaatine vardığı aktarılan gerekçede, “Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa Mahkemesi içtihadına aykırı davranmış, benzer ihlalleri önleme yükümlülüğünü yerine getirmemiş, aksine başvurucunun Anayasal haklarını -Anayasa’nın parlamentoya verdiği bir yetkiyi kullanarak- daraltıcı bir şekilde yorumlamak suretiyle ihlal etmiştir” tespiti yapılmıştı.

TIKLAYIN – AYM’nin Can Atalay hakkındaki gerekçeli kararı: “Yargı, yasama dokunulmazlığının kapsamını belirleyemez”

Yerel Mahkeme AYM kararını uygulamadı

AYM, ihlale ilişkin kısa kararını 25 Ekim’de İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesine gönderdi. Tahliye kararı vermeyen İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi 27 Ekim’de dosyayı Yargıtay 3. Ceza Dairesine gönderdi. Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 1 Kasım’da mahkemeye bir yazı göndererek kendilerine gönderilen yazının bir “müzekkere” olduğunu söyleyip dosyanın gönderilmesiyle ilgili bir karar verilmesini istedi. Bunun üzerine İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi dosyanın Yargıtay’a gönderilmesi kararı aldı, 2 Kasım’da mahkeme dosyasıyla ilgili 28 adet kelepçeli çuvalı Yargıtay’a yolladı.

TIKLAYIN | AYM’nin Can Atalay’ı tahliye kararını reddeden mahkemeden tarih skandalı: 25 Ekim tarihli AYM kararı için 13 Ekim tarihli karar paylaşıldı!

TIKLAYIN | Yerel mahkeme, Anayasa Mahkemesi’nin Can Atalay kararına Yargıtay’ı işaret ederek uymadı!

Yargıtay AYM’ye “Yetkiyi aştı” dedi, suç duyurusunda bulundu

Yargıtay 3. Ceza Dairesi ise 8 Kasım’da Atalay için “hak ihlali” kararı vererek, tahliyesinin gerektiğine hükmeden Anayasa Mahkemesi (AYM) kararını değerlendirirken, tarihe geçecek bir hükme imza attı. Yargıtay, AYM kararına rağmen Atalay’ın tahliyesini reddederken, hak ihlali kararı veren Anayasa Mahkemesi üyelerinin yetkilerini aştığını belirtti.

TİP’ten milletvekili seçilmesinin ardından Atalay’ın tahliye talebini reddeden Yargıtay 3. Ceza Dairesi, bu kararını yerinde bulmayan ve Atalay’ın tahliyesinin gerektiğine karar veren AYM’yi tanımadı. Yargıtay, AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunma kararı da aldı.

TIKLAYIN | Türkiye tarihinde bir ilk: AYM kararına uymayan Yargıtay, Can Atalay hakkında ‘hak ihlali’ kararı veren AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu!

TIKLAYIN – AYM üyelerinin soruşturulması bilmeceye dönüştü: 15 üyeli AYM’de 9 üye incelenecek ancak Genel Kurul en az 10 üyeyle toplanıyor

Yargıtay’dan AYM’ye ağır suçlama

Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmasının ardından Yargıtay Başkanlığı tarafından 10 Kasım’da yapılan açıklamada, “Anayasa Mahkemesinin, bireysel başvuru incelemelerinde zaman zaman Anayasal ve yasal sınırları aşarak Yargıtay ve Danıştay uzman dairelerince geliştirilen yerleşik içtihatları ters yüz edecek, hukuk sistemini kaosa sürükleyecek şekilde kararlar alması, kesin hüküm etkisini tamamen devre dışı bırakılmasına neden olmaktadır” denildi. Ayrıca açıklamada Anayasayı korumak amacıyla kurulan Anayasa Mahkemesi’nin söz konusu davada, Anayasa koyucunun iradesini yok sayarak Anayasa’nın 83’üncü maddesindeki atıf nedeniyle somut olaya uygulanması gereken 14’üncü maddesini işlevsiz bırakıldığı öne sürüldü.

TIKLAYIN – Yargıtay’dan Anayasa Mahkemesi’ne ağır suçlama: Hukuk sistemini kaosa sürükleyecek vahim kararlar alıyor, Anayasa koyucunun iradesini yok sayıyor!

Yargıtay kararı sonrası Atalay’ın avukatlarından ikinci başvuru

Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin kararından sonra cezaevindeki Atalay’ın avukatları, Anayasa Mahkemesi kararına uyulmaması nedeniyle Yüksek Mahkeme’ye 1 Aralık’ta ikinci kez başvuru yapılmıştı. Avukatlar Atalay’ın; “Seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı”, “adil yargılanma hakkı” ve “kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının” ikinci kez ihlal edildiğinin tespitini ve bu ihlallerin ortadan kaldırılmasını talep ettiği belirtilmişti.

İkinci kez hak ihlali kararı veren AYM’nin kısa kararı

Anayasa Mahkemesi; Atalay’a ilişkin verdiği hak ihlali kararının yerine getirilmemesi nedeniyle yapılan ikinci başvuruyu 21 Aralık’ta görüşme kararı almıştı. Yüksek Mahkeme, “bireysel başvuru hakkı”nın ihlal edildiğine oy birliğiyle karar verdi. “Seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı” ile “kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı”nın ihlaline ise oy çokluğuyla karar verildi. Atalay’a 100 bin lira tazminat ödenmesine hükmeden AYM’nin kısa kararı, infazın durdurulması ve tahliye kararı verilmesi için yeniden İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi.

TIKLAYIN – Can Atalay’ın avukatları harekete geçti: AYM kararının gönderildiği mahkemeye tahliye için başvuru yapıldı

TIKLAYIN – Yargıda kritik yol ayrımı: Can Atalay için nasıl hareket edilecek, bu kez tahliye edilecek mi?

 

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir