Hem VakıfBank hem de milli takımla elde ettiği başarılarla gururumuz olan Başantrenör Giovanni Guidetti’nin Yarının Sultanları projesinde 5. yılına girildi. Bitlis’te başlayan bu büyük macera artarak devam ederken sıradaki durak Zonguldak’tı.
“Ülkenin sosyo-ekonomik açıdan dezavantajlı bölgelerindeki kız çocuklarına ‘Sizi görüyoruz, yanınızdayız’ demek için kolları sıvadık” diyen Guidetti, projenin nereden nereye geldiğini, neden böyle bir girişimde bulunduklarını MİLLİYET’e anlattı…
– Yarının Sultanları projesinde 5. yıla girildi. Araya tabii ki kovid girdi. Ama proje nereden nereye geldi?
“Türkiye bana hayallerimin ötesinde bir kariyer ve mutlu bir aile verdi. Benim de fazlasını vermem gerekiyordu. Genç nesillere ilham oluyoruz evet, ama bu yeterli değil. Beş sene önce bunu düşündük. Ülkenin sosyo-ekonomik açıdan dezavantajlı bölgelerindeki kız çocuklarına ‘Sizi görüyoruz, yanınızdayız’ demek için kolları sıvadık. Çocukların hayallerine dokunabilmemiz ve onlarla bağ kurabilmemiz önemliydi, zaten Yarının Sultanları fikri böyle doğdu. Voleybolu seven bir tek kız çocuğuna ulaşmamız gerekiyorsa; ona ulaşacaktık. Bildiğiniz gibi sıkışık ve yoğun bir programımız var. Bu nedenle antrenmanların sürmesi için gönüllü 5 BESYO öğrencisi belirledik, onlara eğitim verdik. Pandemi de bizi en çok etkileyen olaylardan biri oldu. Ülkedeki kız çocuklarına voleybol oynamanın mutluluğunu yaşatmak ve spor yaparak kendilerine güzel bir gelecek inşa edebileceklerini göstermek için çıktığımız bu yolda Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın da katkılarını yanımıza aldık. Bu hikaye Bitlis’te başladı ve ardından büyüdü. Yeni sezonda ilk durağımız Zonguldak oldu. Burada VakıfBank’a özel bir teşekkür etmeliyim. Daha önceki senelerde projemize destekler sağlayan VakıfBank, bu sene sponsoru oldu. Bundan 5 sene önce yanımızda sadece voleybol toplarıyla yola çıkmıştık. Geldiğimiz noktada binlerce kız çocuğuna ulaştık. Biliyorum ki iyilik ve mutluluk paylaşıldıkça büyür.”
– Maça çıkıp, ertesi gün çocuklarla ilgileniyorsunuz. Sizin konumunuzda birisi bunu yapmaya da bilir. Size bu isteği nasıl kazandınız?
“Çok yoğun bir takvimim var bu doğru. VakıfBank Spor Kulübü’nde hedefimiz mücadele ettiğimiz tüm kupalarda şampiyonluk. Yaz aylarında milli takım süreçleri oluyor. Yılın neredeyse 11 ayını çalışarak geçiriyorum. Ama şunu söyleyebilirim ki; kız çocuklarının birinin bile gözlerinde o ışığı gördüğüm an ne yorgunluk kalıyor, ne başka bir şey. Tüm hayatını bu voleybol ile kazanmış biri olarak şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki; spor iyileştirir, birleştirir, mutlu eder ve güçlendirir. Biz de bu temellerde Türkiye’nin dört bir yanındaki kız çocuklarının hayallerine dokunmaya, geleceklerine bir nebze olsun destek olmaya çalışıyoruz. O yüzden önemli olan kim ve ne kadar yoğun olduğunuz değil, hayalleriniz.”
– Şu anki duruma baktığımızda yerli hocalarda bile böyle bir proje yapılmıyor. Sizi buna iten ne oldu?
“Bunu yabancı veya yerli olarak ayırmanın doğru olmadığını düşünüyorum. Spor hepimizin ortak dili. Hiçbir köken fark etmeksizin hepimizi bir araya getiren güçlü bir araç. Belki de dünyanın ortak dili. Şöyle düşünün; İtalya’nın küçük bir şehrinde Modena’da doğmuş bir İtalyan, Bitlis’te kız çocuklarıyla voleybol oynuyor. İşte spor bu kadar harika. Ben Modena’da dünyaya geldim. Çocukluğum ve gençliğim ülkemde geçti. Sonrasında birçok ülkede çalıştım. 15 yıldan beri de Türkiye’de yaşıyorum. Hayatındaki her şeyi voleybol sayesinde kazanmış biri olarak sporun insanların hayatında neleri değiştirebileceğini iyi biliyorum. Bu motivasyonla projeyi sürdürüyorum. Kim bilir belki ilerleyen zamanda Yarının Sultanları daha da büyür ve dünyanın dört bir yanındaki kız çocuklarına ulaşmaya başlar.”
– İlk durak Zonguldak’tı. Bunun devamı gelecek mi? Size gerçekten çok büyük bir ilgi var çünkü…
“Bildiğiniz gibi VakıfBank Spor Kulübü’yle çok yoğun bir maç takvimimiz var. Birçok kupada yarış halindeyiz. Bu yoğun takvimde fırsat buldukça ziyaretlerimiz devam edecek. 5. sezonda ilk durağımız Zonguldak’tı. Bundan sonraki durağımızı en yakın zamanda açıklamayı umuyoruz. Yarının Sultanları projesi ile Türkiye’nin dört bir yanındaki kız çocukları ile buluşmaya devam edeceğiz.”
– Gelecek dönemde proje dahilinde neler gerçekleştirmek istiyorsunuz?
“Bu sene VakıfBank. Kulübümün kurumsal olarak bizimle beraber olması çok önemli. Voleybolda çok güçlü bir marka Vakıfbank. Benim hayalim bu ülkede gidebileceğim kadar çok bölgeye gidebilmek. Bu sene de fırsat bulduğumuz her boş günümüzde farklı bir ile gitmeyi planlıyoruz. Bir süredir, projeyi ileride uluslararası düzeye nasıl taşırız bunu konuşuyoruz. Bununla ilgili toplantılar ve planlamalar yaptık. Dünyadaki benzer organizasyonlarla iletişimdeyiz, güçlerimizi nasıl birleştiririz bunu konuşuyoruz. İlerleyen dönemde bununla da ilgili güzel haberlerimiz olacak.”
“BENİ BEN YAPAN ÇOĞU ŞEYİ BURADA ELDE ETTİM”
– Voleybol denince akla siz geliyorsunuz. Bunu İtalya’da da yakalayabilirdiniz. Ama artık Guidetti bizden birisi oldu. Türkiye tercihinin özel bir sebebi var mı?
“Elbette var. Ben bir İtalyanım evet ama 15 yıldır bu topraklarda yaşıyorum. Hayatımda elde ettiğim birçok şeyi Türkiye’ye borçluyum. Sahadaki Giovanni’yi Giovanni yapan çoğu şeyi burada elde ettim. Şampiyonluklar, kupalar, başarılar ve niceleri. Eşim Bahar’la bu ülkede tanıştım; kızım Alison, Türkiye’de dünyaya geldi. Tüm bunların karşılığında benim de bu güzel ülkeye bir şeyler vermem gerektiğini düşündüm. Ekibim Possible ile yaptığımız toplantıda ortaya koymak istediğim değerlerden bahsettim. Onlar da Yarının Sultanları projesini oluşturdular.”
TEK BİR ÖRNEK YETER
Bitlis’teki bir kız çocuğu ile olan anısını anlatan Guidetti, “Üçüncü buluşmamızda onun gözlerinde gördüğüm umut dolu bakışlar doğru yolda olduğumuzun göstergesi” dedi.
– Projenin geri dönüşleri nasıl oldu? Daha önce gittiğiniz şehirlerdeki çocuklarla iletişiminizi halen sürdürüyor musunuz?
“Gittiğimiz her şehirde harika karşılandık, çocukların voleybola olan ilgisi harika. Burada bir ayrım yapamayacağım. Ziyaret ettiğimiz her şehirde bu böyleydi. Öğrenmeye ve kendilerini geliştirmeye açıklar. Daha önce gittiğimiz şehirlerdeki çocuklarla iletişimimizi bir örnekle açıklamak isterim. Bitlis’te yaşadığımız bir olayın bende önemli bir yeri var. Çocuklardan biri yanıma gelip şöyle demişti: “Bir kere geliyorsunuz, bize umut veriyorsunuz, bir daha da ne arıyor ne soruyorsunuz. Kim gelse aynı şey oluyor. O kız çocuğumuz bana bunları söyledikten 6 ay sonra eşimin voleybol akademisine katılmak üzere hayatında ilk defa İstanbul’a geldi. O İstanbul’a geldikten 6 ay sonra da biz ikinci kez Bitlis’e gittik. Üçüncü buluşmamızda o kız çocuğunun gözlerinde gördüğüm umut dolu bakışlar doğru yolda olduğumuzun göstergesi sanırım.”
– Proje Bitlis’te başladı. Bunun özel bir nedeni var mı?
“Elbette özel bir nedeni var. Ekibimle yaptığımız toplantılarda, her kız çocuğuna hayatlarında bir kez bile olsa voleybol antrenmanı yaptırmak istediğimi söylemiştim. Gidilmeyen yerlere gitmek, onların hayallerine ortak olmak kafamdaki tek düşünceydi. Ülkenin sosyo-ekonomik açıdan dezavantajlı bölgelerindeki kız çocuklarına mesaj vermek için Bitlis’i seçmiştik. Burası projemizin ilk merkezi oldu. Bitlis coğrafi açıdan zor bir yer olmasına rağmen çok güzel spor tesisleri vardı. O güzel tesislerde harika antrenmanlar yaptık. Sahadaki kız çocuklarını, tribünde olan erkek çocukları görünce çok mutlu olmuştum. O anları hayatım boyunca unutmayacağım.”
“VAKIFBANK’IN DESTEĞİ ÇOK ÖNEMLİ”
– VakıfBank’ın bu projedeki rolünü nasıl değerlendiriyorsunuz?
“VakıfBank aslında projemizin başından beri bizi destekliyordu ancak bu sene desteklerini daha kurumsal bir boyuta taşımak istediler. 5. sezon itibarıyla Yarının Sultanları projemiz VakıfBank’ın sponsorluğunda olacak. 38 yıl önce kız çocuklarının hayallerine dokunmak için önemli bir sosyal sorumluluk projesini hayata geçirip, şimdi dünyanın en büyük voleybol takımlarından birini kuran VakıfBank’ın bu projede bizi desteklemesi benim için mutluluk verici. 5. sezonun ilk durağı olan Zonguldak’ta benimle çocuklara antrenman yaptıran VakıfBank Spor Kulübü antrenörlerimizden Saim Pakkan, Fikret Ceylan ve Ahmetcan Erşimşek’e ve bu güzel anlarda bize eşlik eden kulüp menajerimiz Banu Can Schürmann ve kulüp müdürümüz Levent Özvarnalı’ya da teşekkür etmek istiyorum. Bir planımız da VakıfBank Spor Kulübü’nden bazı sporcularımızın da bize eşlik etmesi. Şu an kurdukları hayaller gibi bir zamanlar aynı hayalleri kuran ablalarıyla beraber voleybol oynamaları kız çocuklarını daha da umutlandıracaktır. Heyecanla maçlarını izlediğin, hayranı olduğun bir sporcuyla antrenman yapmak eminim ki unutulmaz bir an olsa gerek.”
“PROJENİN AMACI TARAMA YAPMAK DEĞİL”
– Beş yılda gözünüze çarpan yetenekli isimler oldu mu? Yarının Sultanları’nı VakıfBank formasıyla görebilir miyiz?
“Türkiye bir spor ülkesi. Bunu gittiğimiz her şehirde hem hissediyor hem de görüyorum. Sporu çok seviyorlar ve sahada olmaktan keyif alıyorlar. Bu mutluluk verici. Yarının Sultanları projesi süresince yetenekli kız çocuklarıyla karşılaştım. Elbette gözüme çarpan isimler oldu ama projemizin amacı bir yetenek taraması yapmak değil. Burada önemli olan sahadayken keyif almak ve sporcuları motive etmek. Bizim amaçlarımızdan biri de kız çocuklarına iyi voleybolcuların yalnızca büyük şehirlerden çıkmadığını göstermek. Herkesin şansı olduğuna onları inandırmak. Antrenman sırasında onlara, çalışmaktan sıkılmadıkları takdirde hedeflerini gerçekleştirebileceklerini ve ileride tıpkı ablaları gibi iyi birer voleybolcu olabileceklerini anlatıyoruz. Aslına bakarsanız bunu voleybol özelinde de düşünmemek gerekiyor. Bir konuya gerçekten ilginiz varsa, başarılı olmak istiyorsanız hayallerinizin önünde kimse duramaz. Yarının Sultanları projesinin çıkış noktalarından biri de bu. Kız çocuklarını spor yoluyla güçlendirmek ve hayallerine olan inançlarını pekiştirmelerini sağlamak.”
Önce sabah, ardından da öğle saatlerinde kız çocuklarıyla antrenman yapan Başantrenör Giovanni Guidetti, ardından da onların imza isteklerini kırmadı.